Koronavirüs salgını tüm dünyada aylardır devam ediyor ve şu an zihinlerde birçok yeni soru var. Hayat ne zaman normale dönecek? Yeni normalleşme sürecinde bizi neler bekliyor?
İnsanlar bundan sonrasında yeni normallerinin ne olacağını bilemedikleri için belirsizliğin yükünü taşıyorlar. Yaz mevsimi kapıda. Herkes tatile gitmeyi ve ailelerimizle vakit geçirmeyi çok özledi. Fakat yeni normalleşme süreci ile bunları nasıl gerçekleştireceğimizi ve bu belirsizlikle nasıl başa çıkabileceğimizi bilemiyoruz.
Belirsizlik insanlarda kaygı oluşturur. Yeni normalleşme sürecinin bizde kaygı uyandırıyor olması çok normal. Bize öğretildiği şekilde tedbirler alarak koronavirüs salgını ile başa çıkmaya çalıştık. Ama diğer yandan hareket alanımız kısıtlı, sık sık sokağa çıkma yasağına uyarak evlerimizde izole olduk.
Kendi mizacımıza ve yaşantı şeklimize uygun planlar yaparak ve gerekli kaynakları kullanarak öğretilenleri uyguladık. Öncelikle yeni normalleşme süreci ile ilgili, yeni getirilmiş kurallara uygun iş, okul ve sosyal ortama gireceğimiz, yeni düzen getirilmiş düğün, mezuniyet ve iş toplantılarına katılacağımızı ya da bazılarının iptal olacağı gerçeğini kabul etmek gerekiyor.
Belirsizlikler bize olumsuz duygular hissettirir. Ne kadar çok şey belirsizse o kadar çok korkarız ve bir o kadar endişeli oluruz. Bu da bizi umutsuzluğa, depresyona, ilgi kaybına itebilir. Bu olumsuz duygulara bedenimizi ve zihnimizi teslim etmememiz gerekiyor. Peki nasıl?
Düşüncelerimizi yeniden çerçevelemek kaygı düzeyimiz üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Negatif düşüncelerimizi pozitife çevirmek bizim elimizde. Örneğin, birçoğumuz evden çalışmaya başladı ve mesai kavramlarında esneklikler meydana geldi. Evden çalışan kişiler bu mesailerin esnekliğini düşünerek kendini üzmek yerine, evde güvende kalarak çalışmanın imkanına sahip olmaya odaklanarak düşüncelerini pozitife çevirebilirler. Sahada çalışmaya devam edenler ise, kendi sağlıklarını tehdit altında hissederek üzülmek yerine, izole kalan insanlara nazaran bağışıklık sistemlerinin bu virüse karşı daha güçlendiği fikrine odaklanabilirler.
Bize yardımcı olabilecek diğer şey, “kısa süreli hedefler belirlemek” olacak. Henüz birçok belirsizlik taşıyan geleceğe yönelik planlar yapmaya kendinizi zorlamak, çözümsüz kalacaktır. Size kısa vadede başarı hissi verebilecek hedefler planlayın. Bunlar sadece işiniz değil, hobileriniz ile ilgili olabilir. Kesin bir sonuç elde etmeniz, ürettiklerinizi sergilemeniz kaygı düzeyini yatıştıracaktır.
“Yeni” ve “normal” kelimeleri bir araya geldiğinde, henüz anlamını oturtamadığımız, karmaşık bir fikir oluştursa da zihinlerde, bunun hepimiz için çok doğal ve beklenir olduğunu bilmek gerekiyor. Daha önce dünyada hiç kimsenin tecrübe etmediği bir dönemden geçiyoruz. Yaşanılan tüm duygular evrensel. Hiçbirimiz bu duygu ve düşüncelerin içinde yalnız değiliz.
Yazar: Psikolog Sadiye Akbulut