Aşk Üçgeni

Aşk, iyi ruh halimiz için gereklidir. Çoğumuz hayatlarımızda aşkı deneyimlemiş olsak da, aşkı tanımlamak zordur.

Aşk Nedir?

Çok az araştırmacı aşk kavramı üzerine geçerli bir teori ortaya koydu. 1980’lerin sonlarında psikolog Robert Sternberg tarafından geliştirilen Sternberg aşk üçgeni teorisini ortaya koyar. Bu teori, insanların zamanın herhangi bir anında değişen derecelerde samimiyet, tutku ve bağlılık gösterebileceğini öne sürüyor.

Aşk Üçgeni Ne Demek?

Aşkın temel 3 bileşeni samimiyet, tutku ve bağlılıktır. Aşk üçgeninde bu bileşenlerden bir maddenin eksikliği dahi sağlıklı bir ilişkiye ket vurabilir. Yakınlık, genel olarak samimiyet güveni ifade ederken, tutku romantizm ve fiziksel çekiciliği ele alır ve bağlılık ise kısa zamanda uzun vadade bağlılığı ifade eden bir bileşendir.

Bu aşk üçgeni arasındaki dengeyi, çiftlerin kendisinin sağlaması gerektiğini belirtmek gerekir. Ancak Sternberg’e göre, her ilişkinin yönü farklı şekilde seyreder. 

1.Samimiyet: Her bir partnerin diğerine duyduğu yakınlık ve onları birbirine bağlayan bağın gücü olarak ifade edilir. Yakınlık düzeyi yüksek ortaklar, ortak noktaları sever, değer verir ve anlar.

  • İlk olarak, Sternberg, aşkın mahremiyet bileşenini, “aslında sevgi dolu bir ilişkide sıcaklık deneyimine yol açan duygular” ve “büyük ölçüde, ancak sevgi dolu ilişkilerde sıcaklık deneyimine yol açan duygular” da dahil olmak üzere “sevgi dolu ilişkilerde yakınlık, bağlılık ve bağlılık duyguları” olarak tanımlar. (Sternberg, 1986, s. 119).
  • Aşkın samimiyet bileşeni tipik olarak zamanla sabit kalır, bir şekilde kontrol edilebilir ve insanların bu konudaki farkındalığı dalgalanma eğilimindedir, yani bazen insanlar başkalarına karşı bu tür duyguların farkındadır, ancak bazen yaşadıklarının farkında değildirler. (Sternberg, 1986).
  • Samimiyet bileşeni, kısa süreli ilişkilerde orta düzeyde bir rol oynar, ancak uzun süreli ilişkilerde daha büyük bir rol oynar (Sternberg, 1986).

2.Tutku: Partnerle romantik duygulara, fiziksel çekime ve cinsel yakınlığa dayalıdır.

  • Sternberg aşkın tutku bileşenini, “tutku deneyimine yol açan motivasyon kaynakları ve diğer uyarılma biçimleri de dahil olmak üzere, aşk ilişkilerinde romantizme, fiziksel çekiciliğe, cinsel tamamlanmaya ve ilgili fenomenlere yol açan dürtüler” olarak tanımlar. Aşk üçgeninde sevgi dolu bir ilişkide” ve “Tamamen olmasa da, büyük ölçüde, ilişkiye motivasyonel katılımdan türemiştir” (Sternberg, 1986, s. 119).
  • Aşkın tutku bileşeninin yönleri genellikle kararsızdır ve sıklıkla değişir (Sternberg, 1986). İnsanlar genellikle bir ilişkide bu duyguların olup olmadığını kontrol edemezler, ancak birine karşı bu tür duyguları yaşayıp yaşamadıklarının farkında olma eğilimindedirler (Sternberg, 1986).
  • Aşk üçgeninde bu bileşen insanlarda yüksek psikofizyolojik tepkiye neden olma eğilimindedir (Sternberg, 1986).
  • Bu psikofizyolojik tepki daha kısa süreli olma eğilimindedir, çünkü bedenlerimiz yüksek bir psikofizyolojik durumu uzun süre sürdüremez.

3.Bağlılık : Birinin aşık olduğunu kabul etmesi ve ilişkileri sürdürme kararına sahip olması gibi bilişsel faktörleri temsil eder.

  • Sternberg, aşkın karar/bağlılık bileşenini “kısa vadede kişinin başka birini sevme kararı, uzun vadede ise bu sevgiyi sürdürme taahhüdü” olarak tanımlar.
  • Aşk üçgeninde bağlılık, “sevgi dolu bir ilişkinin varlığına ve potansiyel uzun vadeli bağlılığa ilişkin karar vermede yer alan bilişsel unsurları” ve “tamamen olmamakla birlikte, büyük ölçüde, ilişkideki bilişsel kararlardan ve ilişkiye bağlılıktan türeyen” içerir (Sternberg, 1986). , s. 119).
  • Aşkın yakınlık bileşeni gibi, karar/bağlılık bileşeni de tipik olarak zaman içinde sabit kalır ve insanların bu konudaki farkındalıkları zaman içinde dalgalanma eğilimi gösterir (Sternberg, 1986).

Peki sizin ilişkinizde bu 3 maddeden hangileri ana rol oynuyor?

Yazar: Psk. Berfin Gurbet MUTLU

Yola Çıkış Sebebimiz

Nerede, hangi vardiyada, kiminle ve ne işte çalışırsa çalışsın, konuşmaya ihtiyacı olduğu an yanında olmak.