Tatilin ikinci veya üçüncü günü, genellikle tatil yaptığımız yerde yaşamak ister, yeni hayatımızı hayal etmeye başlarız. Belki biraz daha ileriye gidip, emlak ilanlarına şöyle bir göz gezdirir veya çocuğumuz için çevrede nasıl okullar olduğunu merak ederiz. Seyahat ederken “Burada yaşayabilirim” diye düşünmek oldukça yaygın bir durumdur.
Neden tatil yaptığımız yerde turistken yerleşik hayata geçmek istiyoruz?
Seyahat etmemizin en büyük nedenlerinden biri “yenilik” deneyimlemektir. Yeni ortamlar, beynimizi harekete geçirerek hayata dair yeni bir bakış açısı kazandırır. Seyahatin bizi mutlu etmesinin temel sebebi budur. Ayrıca bizi konfor alanlarımızdan çıkarır ve yeni şeyler görmemiz, tatmamız ve denememiz için bize ilham verir. Bu sebeple, tatil yaptığımız yerde yaşamak isteme fikri, bu duyguların devam edeceğini düşünmemize yol açabilir.
Tatiller genellikle olumlu birçok duygusal deneyimle doludur. Rahatlamak, macera yaşamak, sevdiklerimizle keyifli vakit geçirmek gibi deneyimleri tatil yaptığımız yerle ilişkilendiririz. Kurduğumuz bu ilişki, o yerde kalma ve yeni bir hayat kurma arzusunu besler.
“Sanırım burada yaşayabilirim” düşünce kalıbı kesinlikle seyahatin bizde oluşturduğu olumlu duyguların gücünün kanıtıdır. Ancak, taşınmanın karmaşıklıkları göz önüne alındığında, bu dürtüyle hareket eden insanların sayısı oldukça düşüktür.
Tatil yaptığımız yerde yaşamanın ne kadar güzel olacağını düşünsek de taşınmanın bazı zorlu gerçekleri bulunmaktadır;
1. Günlük rutinler: Günlük rutininize başladığınızda plaja hayal ettiğiniz kadar gidemeyebilir ya da çok fazla trafik olduğunda kendinize vakit ayıramayabilirsiniz.
2. Sosyal Bağlantılar: Sıfırdan başlamayı düşünmek heyecan verici olsa da yeni sosyal bağlantılar kurmak ve var olan arkadaşlarınızı özlemek duygusal açıdan zorlayıcı olabilir.
3. Hava Koşulları: Yazlık yerlerde yaşamak kulağa hoş gelse de diğer mevsimlerin zorluklarını yaşamadan karar vermek riskli olabilir.
4.Büyük Şehri Özlemek: Küçük yerlerde yaşamak, büyük şehrin hareketine alışan insanlar için sıkıcı olabiliyor. Büyük şehrin sosyal etkinliklerini, kültürünü ve hareketli doğasını özleyebilirsiniz.
Kararım Bilinçli Mi? Yoksa Fantezi Mi?
Bize bakım verildiği, çalışmadığımız, temizlik yapmadığımız veya yemek pişirmediğimiz yerleri idealize etme eğilimindeyiz. Sadece eğlenip, hiç çalışmamak harika ve dinlendirici bir tatil geçirmemizi sağlar. Fakat gerçek hayat daha fazlasına ihtiyaç duyar. Bu fanteziyi gerçeklikten ayırmayı öğrenmenin en iyi yolu, o yere daha fazla seyahat etmek ve duygularınızın değişip değişmediğine bakmaktır. İş fırsatlarını, okulların nasıl olduğunu, suç oranını, sağlık hizmetlerine erişimi, diğer mevsimlerdeki hava koşullarını araştırın. Gerçekten böyle bir yerde yaşayabileceğinize dair bilinçli bir karar verin. “Tatil beyniniz”de olmadan daha fazla araştırma yapmak, belki de halihazırda yaşadığınız yer için bir minnettarlık duygusu oluşturacaktır.
Yazar: Psikolog Sadiye Akbulut Kılınç